12 Ekim 2011 Çarşamba

CONFESSIONS

Instructions: önce biraz aşağıdaki videoyu açmanızı istiyorum. (Blonde Redhead -Tons Confessions)

oops! bugün edebiyat yapmıyorum. yalnızca bişi dicem. çok da samimiyim bugün. (bunu söylemeden de geçebilirdim.)
bu blogu açarken aklımda onu günceye çevirmek fikri hiç mi hiç yoktu. okumalar, müzik, sinema, festivaller, konserler vs yani ne yaşıyorsam, hayatımda en büyük yeri ne tutuyorsa o dönemde o olacaktı. sonra itiraf etmek istediğim şeyler olduğunu fark ettim. confession sitelerindeki entryleri okurken .ıçımızla güldük de demek insanın (belki de fazla antisosyalleşince) karşısında duygudan yoksun bir cyborg ya da dilini hiç bilmeyen uzaylı gibi bişi aradığı zamanları oluyormuş. konuşmayacak, sana ve söylediklerine tamamen nötr kalacak bişi. bilgisayar da o "şey" gibi biraz biraz benim için. itiraflarımı yazmak için daha iyi bir yer de olamaz kendi blogundan başka dedim ve bu bölümü itiraflarıma ayırdım. :p işte derken derken kendimi onun karşısında buldum, baktım parmaklarım tuşluyor harfleri bir bir.
neyse traşı kesmek gerekirse, uzun süredir söylemek istediğim şeyler vardı sana. uyku tutmayınca bunları itiraf edersem belki de koyun saymaktan daha makbule geçer dedim. sanıyorum ki, sevgilim olduktan sonra çevremdeki diğer uzak-yakın tüm insanlara karşı tahammülsüzlüğüm x 7,2 şeklinde katlandı. önceleri (çetin bir ayrılık darbesi almış, kaderin hain sillesini yemiş ve ucundan hurdaya çıkmış biri olarak :p) duygusal açıdan boşluktayken (ne menem iç güdümsü şeyse şu) sevilme - ilgi görme ihtiyacından mıdır nedir milleti daha kolay alttan alır, kolayca çeşitli tavizlerde bulunurdum. bu dostluğun altın kurallarından biri-leri midir, hı hı belki de. ama buna da bir limit koymak gerekli dimi evladım. Cicero'nun dediği gibi "yaptıkları iyilikten bile pişman olan iğrenç insanlar"dan biri miyim bilmiyorum ama karşılık göremediğimde yaptıklarım için lanet ettiğim çok oldu. bugün istemiyorsam insanlara katlanmıyorum bile. -mış gibi yapıyorum bazı bazı. en yakınımdakiler bile bazen bana çok uzak (olsun istiyorum). antisosyal olmak hiç de fena değilmiş. tek bir insan bile bazen yetebiliyormuş. o insan tüm ihtiyaçlarımı giderdiği için mi, hmm sanmıyorum. ama ben bugün kolayı seçmek istiyorum. artık daha az kafa patlatıyorum o ne ister, şimdi buna ne demeli vs diye… artık tüm enerjimi, fedakarlık limitlerimi ve zamanımı “o”nun için kullanıyorum. ben yaptım oldu. ha ileride pişman olur muyum, yalnız kalır mıyım... "insan istedi mi, daima pişman olmaya zaman bulur"* hey bu kadar özele inmişken o zaman bişi daha dicem. uuuuu benim ayaklarım dondu ve de çişim var çok. ben kaçıyorum.

biz bunu çok sevdik bak!! sen de sev! :



Machiavelli


Afiyet olsuuun ;)